14-15 Mart Uludağ Volfram Kamp ve Yürüyüş
Cumartesi 07:40'da yürüyüşe başladık. Hava hafif sisli ve rüzgarlıydı. Kayak pistinin yanından telesiyej direklerinin hizasında yukarıya doğru çıktık. Kamp yapacağımız alan olan Volfram alanına saat 09:30 gibi vardık. Kamp yapmadan önce etrafa baktık ve kamp için uygun, rüzgarı az alacağımız bir alan seçmeye çalıştık. Çadırımız Evolite-Elegant 3 Mevsimlik 3kişilik çadırıydı. Çadırımız 3 mevsimlik bir çadır olduğundan dolayı rüzgarı az alması bizim için önemliydi.Kamp alanı ararken 4 kişi ile karşılaştık. Onlar da Keşiş Tepe'ye çıkacaklarmış. Kendilerine gidecekleri yolu az çok tarif edebildik(Sis artmıştı ve Yön Bulmak biraz zordu) iyi yolculuklar diledik ve Keşiş Tepe yoluna doğru ilerlediler.
Çadır kuracağımız alanı belirledikten sonra hızlı bir şekilde çadırımızın zeminini ayarladık ve çadırımızı kurduk. Kar ve rüzgar arttığından dolayı çadır kurarken biraz zorlandığımızı söyleyebilirim. Çadırı kurduktan sonra ayaklarımı tuluma sokup ısıtmaya çalıştım. Çünkü biraz ıslanmışlardı.
Çadırımızın içinde sıcak bir şeyler içip, 2-3 saat uyuduk. Uyandığımızda saat 18:30 civarındaydı. Biraz uyukuyu fazla kaçırdık sanırım :) Sonra tulumlarımızın bu soğuğa fazla dayanmayacağını düşündük. Çünkü uyurken biraz üşüdüğümü hissetmiştim. Gece hava biraz daha soğuyacağı için bize sıkıntı yaratabilirdi. Çorbamızı içip sandviçlerimizi yedikten sonra geri dönme kararı aldık.
Saat 20:00 gibi çantalarımızı hazırlayıp dışarı çıktık. Fakat dışarıdaki aşaırı sis ve yağan kar bize dönüş yolunda aksilikler yaratacağa benziyordu. Dönüş yolunu tam olarak bilmediğimizden dolayı, bu dönüş kararımızı sabaha ertelemeyi daha uygun gördük. Çadırımıza tekrar yerleştikten sonra geceye kadar çıtır çerez eşliğinde muhabbet ettik. Bu arada Keşiş Tepe ve Kar Çukuru'nun muhteşem görüntüsünü gece bir ara sis dağılınca gördüm. Bu heybetli ve güzel görüntüyü gecenin yıldızlarının ışığı eşliğinde gördüğümden dolayı çok mutlu oldum.
Sabah 05:45'de kalktık. Uyanmak ve sıcacık uyku tulumundan çıkmak çok kötü hissettirdiysede yola koyulmamız gerekiyordu. Sıcak bir şeyler içip kahvaltımızı yaptıktan sonra yola koyulduk.
Hayatımda ilk defe gördüğüm bir şeyle karşılaştım. SİS :)
Ama normal bir sis değil. Yerler bembeyaz, sis bembeyaz derken; 2 metre öteyi zor görür bir durumdaydık. Telesiyeş hattı 500 metre kadar önümüzdeydi fakat orayı görmek mümkün değildi. Düz istikamette biraz ilerleyelim dedik. Fakat hafif bir yanlış yola sapma bizi çok farklı yerlere götürebilirdi. Bu yüzden ayak izlerimizi takip ederek kamp kurduğumuz alana döndük. Bu seferde kuzeybatı yönünde ilerleyerek aşağıya inelim kararı aldık ve yürümeye başladık. Fakat yine biraz gittiğimiz zaman sis ve kar beynimize oyun oynadığını fark ettim. Aslında belirlediğimiz rotada düz gitmemize rağmen bana sanki oval çiziyormuşuz gibi geldi. Ve tekrar kamp kurduğumuz alana dönme kararı aldık. Kamp kurduğumuz alanda biraz oturup düşündük. O sırada biraz stres yaptığımı kabul edebilirim. Çünkü ilerleyemiyorduk ve ıslaanan ayakkabımda, ayak parmaklarım üşüyordu. Ben stresle birlikte sigara içerken yol arkadaşım OruxMap'den bulunduğumuz yeri ilerideki telesiyej hattını bulmuş ve çoktan gideceğimiz yolu ayarlamıştı.
Kalktık, çantalarımızı sırtlandık. O sırada aklımda kalan ve üzüldüğüm bir şeyi paylaşayım. Arkadaşımın matı biraz kötüydü ve matı bıraksam sence ne olur dedi. Bende o anda stresle "ya bırak gitsin şunu" diyerek matı orada bıraktık. Uludağ'dan bu konuda özür dilerim. Üzerimdeki stres ve ayaklarımın üşümesi ile matı orada bıraktık. Sanki orada çöp bırakmış gibi hissettim. Bu konuda tekrar özür dilerim.
OruzMaps yardımıyla giderken karşımıza çıkan bir kayayı dünde gördüğümü fark ederek stresimden kurtuldum :) Daha sonra karşımıza telesiyej direkleri çıkması ve kayak pistine ulaşmamız ile zaten kendime gelmiştim.
Bu sırada sis biraz biraz dağılmış ve saat 08:00'ı göstermişti. Kayak pistini takip ederek aşağıya doğru inmeye başladık. Aşağıya yaklaştığımızda hava iyice açılmış, diğer kampçı, yürüyüşçü ve dağcıların çadırlarını seçebilir hale gelmiştik.
Benim için ilk olan bu güzel etkinlik, kendimle olan bir savaştı aslında. Böyle bir koşulda kamp hiç kurmamıştım. Bu güzel deneyimi yaşadığım için çok mutluyum. Yaptığım stres ise boşuna bir stresti. Ama o an onu yaşamam gerektiğini ve o anın bana neler kattığını şimdi anlıyorum.
Tecrübeler; deneyimlerle, yanlışlıklarla giderek artacağından eminim. Gitmek isteyenlere, doğayla baş başa kalmak isteyenlere tavsiyem kesinlikle karlı halde Uludağ'ı görün. Volfram Bölgesinde Kampınızı kurun.
Gece gördüğüm o manzara bile her şeye değerdi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder